Yazar: Yeşil Çubuk

  • Yurdun Dört Bir Yanına Turşu Gidiyor

    Yurdun Dört Bir Yanına Turşu Gidiyor

    İlçede üretimi yapılan ve ilçeye has tadı ve özelliği olan meşhur Çubuk Turşusu, ramazan ayında, bayram ve sonrasında yoğun talep gördü.

    İlçe ekonomisine ve tanıtımında büyük rolü olan Çubuk turşuları, yoğun talep karşısında yok satmaya başladı.

    İlçede turşu üreticiliği ve satışı yaparak geçimini sağlayan Çubuk turşusu üreticisi Fatih Kayahan: “Çubuk turşumuz sofraların vazgeçilmez ürünüdür. Doğal, sağlıklı ve farklı damak tadı ile yoğun bir talep görüyoruz. Ramazan dolayısıyla sofralarda bolca yer aldı. Bayramda da gurbetten gelen ve gidenler birbirlerine turşu götürdüler. Şuan elimizde pek fazla ürün kalmadı. Elimizde belki yeni sezona tam denk gelecek kadar turşumuz var. Türkiye’nin her yerine kargoyla bu lezzeti ulaştırmaya çalışıyoruz. Bu sezon çok memnunuz, inşallah yeni mahsullerimiz çıkıyor. Bu yıl onları kurarak bu lezzeti herkese tattıracağız” diye konuştu.

    Kayahan; evlerinde hanımların doğal olarak yaptıkları Çubuk Turşusunun lezzeti dolayısıyla, yurdun dört bir yanından sipariş alıp sattıklarını sözlerine ekledi.

  • Çubuk Turşusu E-ticaret ile Online Turşu Satışı Başladı

    Çubuk Turşusu E-ticaret ile Online Turşu Satışı Başladı

    Ankara’nın Çubuk ilçesinin dünyaca meşhur aynı zamanda patentli turşuları artık internetten satın alma imkanı oluyor.

    Sistemin bugünlerde e-ticaretin niş ürünlere yöneldiğini fark edip internette daha önce yapılmamış, sadece turşu satan bir site olma özelliği ile sektöre girmiş olması da oldukça dikkat çekici. Site genel olarak güvenli e-ticaret alt yapısıyla sade ve şık tasarımıyla dikkat çekiyor. Hangi turşuyu istiyorsan işte burada var. Yalnızca alacağın boyu ve çeşidi seçmen yeterli. Üye olmadan da alışveriş yapabildiğiniz sitede şimdilik Banka Havale + EFT ile ödeme yapılıyor. ÇUBUK TURŞULARI’nın genel özelliği doğal ev yapımı olması. Turşu severlerin gönül rahatlığıyla yiyebileceği bu lezzet, peki neden bu kadar meşhur? Çubuk turşularının yapımında öncelikle çok taze ve küçük sebze ve meyveler kullanılıyor. Düşük sirke oranı, asit gibi herhangi bir katkı maddesi katılmıyor olması ve karışıma ilave edilen defne yaprağı ve dereotu bu turşunun mükemmel tadını oluşturuyor. Çubuk Turşusu, 2008 yılında 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname’nin 12.nci maddesi gereğince, tescil edilerek patentli bir turşu olmuş. Turşuyu güvenle yöresinden ve tam adresinden alacağınız adres artık belli.

  • Çubuk Ev Tipi Turşuculuk ve Kırsal Kalkınma Projesi

    Çubuk Ev Tipi Turşuculuk ve Kırsal Kalkınma Projesi

    Çubuk Ev Tipi Turşuculuk ve Kırsal Kalkınma Projesine Ankara Kalkınma Ajansınca kabul edilerek 642 bin lira mali destek sağlandı.

    Çubuk Belediyesi tarafından hazırlanan proje hakkında bilgi veren Çubuk Belediye Başkanı Tuncay Acehan, Ankara Kalkınma Ajansı’nın “Sosyal Sorunların Çözümünde Yenilikçi Yöntemler Mali Destek Programı” çerçevesinde hazırladıkları “Çubuk Ev Tipi Turşuculuk ve Kırsal Kalkınma” projesinin kabul edilerek, 642 bin lira mali destek sağlandığını belirtti.

    Ajansla gerekli protokolünün imzaladığı projeyle tadı dünyanın birçok yerinde bilinen Çubuk turşusunun kalite ve lezzetinin daha da artacağını, bunun için üreticilere yönelik çalışmalar yapılacağını bildiren Acehan açıklamasında: “Çubuk turşusunun adı ve tadı sadece Türkiye genelinde değil yurt dışına kadar uzandı. Biz de belediye olarak bu lezzeti ve tadı koruyarak, geliştirerek gelecek nesillere aktarmak istiyoruz. Ayrıca, turşuculuk sektörüne de nitelikli iş gücü yetiştirilerek, hem ilçemizde yeni bir istihdam kapısı açılacak hem de turşu sektörünün üretim kapasitesinin artması sağlanılacak. Proje kapsamında belediyeye ait soğuk hava deposu yeniden dizayn edilerek, bir kısmı atölyeye çevrilecek burada uygulamalı eğitimler verilecek” diye konuştu.

    TURŞU SEKTÖRÜNDE İŞ İSTİHDAMI ARTACAK

    Başkan Acehan, projeye verdikleri destekten dolayı Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Arif Şayık’a teşekkür ederek, projeyle bu alanda eğitim almış kişilerin turşuculuk sektöründe iş bulabileceği, yine başka kurumlarca sağlanan desteklerden yararlanarak, kendi atölyelerini kurup ev tipi turşu üretimine başlayabileceklerini sözlerine ekledi.

  • Çubuk Turşusunun Ham Maddeleri Ekildi

    Çubuk Turşusunun Ham Maddeleri Ekildi

    Ülkelerin de ki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyeli aileler, Çubuk’ta salatalık tarlalarında mevsimlik işçi oldu.

    Doğu illerinden her yıl yaklaşık 4 bin mevsimlik işçinin geldiği Çubuk ve çevresinde üreticiler, bu yıl işçi bulmakta zorlanınca Suriyelileri çalıştırmaya başladı. Adana, Antalya ve Şanlıurfa’dan gelen Suriyeli işçiler, çalıştıkları tarlaların yakınlarına çadırlarını kurarak, salatalık tarlalarında çapa yapmaya başladı.

    Suriyeli işçileri çalıştırmak zorunda kaldıklarını ifade eden Mehmet Ali Yılmaz, “Personel ihtiyacını genelde doğu illerinden sağlıyorduk şimdi ise Suriyeli arkadaşları getiriyoruz. İşçi bulmakta zorlanıyoruz. Suriyelilerin de işe ihtiyacı var. O yüzden Suriyelileri çalıştırıyoruz. Bu yıl terör olayları nedeniyle gelemediler. Biz de mecburen Suriyelilerle çalışmaya başladık. Onlar da işi bilmiyorlar, biz öğretiyoruz. Doğudan gelen vatandaşlarımız ekmeyi, çapa yapmayı ve toplamayı biliyorlardı. Daha nazik davranıyorlardı ve kayıplarımız en aza iniyor, tonaj olarak üretimimiz de fazlalaşıyordu” dedi.

    Üreticilerin aylar öncesinden işçi bulmak için Adana, Antalya ve Urfa gibi illeri dolaştığını vurgulayan Çubuk Ziraat Odası Başkanı Orhan Gülle, “Oralardan Suriyeli mültecileri getirdiler. Bir kısmı da daha önceden buraya gelen Suriyelileri çalıştırıyor. Suriyeliler olmasaydı bu yıl tarım sektöründe çok büyük sıkıntı yaşanırdı. Sebze üretimi olmayacağından özellikle ilçemizde turşu üretiminde çok büyük düşüş yaşanırdı” diye konuştu. Gülle, Suriyeli işçilerin 40 ila 45 lira arasında yevmiye ile çalıştırıldığını sözlerine ekledi.

  • Dünyaca Ünlü Çubuk Turşusu Sofraların Vazgeçilmezi Oluyor

    Dünyaca Ünlü Çubuk Turşusu Sofraların Vazgeçilmezi Oluyor

    Dünyaca ünlü Çubuk Turşusu Ramazan sofraların da vazgeçilmezi turşu, ilçemizde doğal ve katkısız olarak yıllardır yapılıyor.

    Dünyaca ünlü Çubuk Turşusu için ürün seçimi çok önemlidir

    Ankara Çubuk Turşusu ilçenin Aşağı Çavundur mahallesinde yetiştirilen sebzelerden hazırlanan Çubuk Turşuları,  için hatta festivali bile var; Ankara’nın Çubuk ilçesinde son dört yıldır Uluslararası Turşu ve Kültür Festivali düzenleniyor. Mevsim, turşu kurma mevsimi iken; iyi turşunun nasıl olduğunu, kavurmasının yapılışını, yararları ve zararlarını da bilmek ister misiniz? Çubuk Turşuları, İftar sofralarının vazgeçilmezi oldu.

    Dünyaca ünlü Çubuk Turşusu gün geçtikçe büyüyor

    Çeşitli sebze ve meyvelerin tuzlu, asitli suda bekletilerek, uzun süre saklanabilecek hale getirilmesine turşu adı veriliyor. Önce büyük boy küpler içinde kurulan turşu, daha sonra toprak kaplarda kurulmuş. Şimdi ise plastik ve cam kavanoz ile paslanmaz tenekelere basılıyor.

    Turşunun püf noktası tuzdur. 12 kiloluk malzemeye 550 gram tuz konuluyor. Sarımsak, sirke ve limon tuzu turşunun olmazsa olmazı. Öte yandan turşu kurarken içine

    20 kadar karabiber tohumu koymak, turşunun güzel kokmasını sağlar. Defne yaprağı da turşuya güzel bir lezzet verir. Salatalık turşusu yaparken salatalıkları çatalla iğnelemeli, biberin ucu kırılmalı, fasulyenin uçları kırılmalı, domatese bıçak vurulmalı. Böyle yapılırsa, sebzelerin içine turşu suyu girer ve sebzeler diri olur. Turşunun yumuşağı makbul değildir.’

    Turşuyu yaptıktan sonra bir gün güneşin altında tutulmasını tavsiye edilir. Güneş alırsa gaz yapar ve içindeki sebzeler daha çabuk sararır. Bir gün güneş altında tuttuktan sonra güneş almayan bir yerde 15 gün bekletilmeli ve sonra kapağı açılmalı.

    Salatalık, domates, biber, fasulye, kelek, pancar, erik, lahana, havuç, taze kabak vb…

    dunyaca unlu cubuk tursusu taze ankara dogal ev yapimi cubuk tursusu

    Dünyaca ünlü Çubuk Turşusu doktar ve uzman tavsiyesi

    Prof. Dr. Ziya Mocan, bu tuzlu ve ekşi yiyeceğin iştah açtığını söylüyor. İştah açılınca kilo almak da kaçınılmaz. Ziya Mocan tansiyon ve mide hastalarının turşu yememesi gerektiğini söylüyor.

    Salamura ile turşu birbirinden farklı. Turşu, ekşili ve acılı olurken salamuraya fazla ekşi konulmaz. Bir turşuya konulan tuz, limon tuzu, sirke gibi malzemelerin yarısıyla salamura yapılır. Salamura ekşi olmaz’ diyor. Salatalık, domates, biber, fasulye, kelek, pancar, lahana, havuç ve taze kabak. Turşusu yapılan her sebzenin salamurası da yapılıyor.

    Dünyaca ünlü Çubuk Turşusu pişirilir ama yapılırken değil, turşu kurulduktan sonra içindeki sebzeler pişirilir. Özellikle Doğu Karadeniz’de fasulye turşusu kavurması çok meşhur. Nasıl yapıldığına gelirsek… Fasulye ya da salatalık turşusunu iri kıyılmış soğan ve zeytinyağıyla yaklaşık 5-10 dakika ocağın üzerinde kavurmanız yeterli. Burada işin püf noktası turşuların yumuşaması…

    Dünyaca Ünlü Çubuk Turşusu neden bu kadar farklı sorunuza ise cevap olarak tattınız mı?

  • Bu Yazıya Göre Hareket Ediyoruz

    Bu Yazıya Göre Hareket Ediyoruz

    Ticarette Günahtan Kaçmak İçin Başlıca Dört Şey Yapmamak Lazımdır:

    1- Satılan malı, aşırı övmemelidir!

    Çünkü hem yalan söylemiş, hem aldatmış, hem de zulmetmiş olur. Hatta doğru olarak da, müşterinin bildiği şeyi söylememelidir! Çünkü bu da faydasız söz olur. Kıyamette her sözden sual olunacaktır. Yemin ile satmaya gelince, yalan yere yemin etmek haramdır. Yani büyük günahtır. Doğru yemin ederse, az bir şey için Allah Teâlâ’nın ismini söylemek saygısızlık olur.

    Hadis-i şeriflerde buyruldu ki: (Alışveriş yaparken, vallahi böyledir, billahi öyle değildir diye, yemin eden kimseye ve “bugün git, yarın gel” diyerek sözünde durmayan sanatkâra yazıklar olsun!) [Deylemi]

    (Malını yemin ederek beğendirmeye çalışan kimseye kıyamette merhamet edilmez.) [İ.Gazali]

    (Esnafın, pazarcının çoğu fecirdir! Çünkü çok yemin ederek, yalan söyleyerek günaha girerler. Alışverişleri de helal olmaz.) [Hakim]

    (Bir esnaf, verdiği sözde durur, alacaklısını sıkıştırmaz, malını fazla övmez ve yalan söylemez ise, kazancı ona mübarek olur.) [Deylemi]

    2- Malın kusurunu gizlememelidir!

    Malın ayıbını, kusurunu müşteriden gizlememeli, hepsini, olduğu gibi göstermelidir! Kusuru gizlemek, hıyanettir. Hadis-i şerifte buyruldu ki:

    (Satılan bir şeyin kusurunu gizlemek helal değildir. O kusuru bilip söylememek de, kimseye helal olmaz.) [Hakim]

    Malın iyi tarafını göstermek, kötü tarafını gizlemek zulüm, hile olur.

    “Bizi Aldatan Bizden Değildir” Hadisi Ebu Hureyre (r.a)’tan rivayet edilmiştir.

    Resulullah (s.a.v.), bir ekin yığınına uğramıştı.

    Efendimiz, buğday satan bir köylünün buğdayına, mübarek parmaklarını sokup, yaş olduğunu görünce, sebebini sordu.

    Ekin sahibi: “Ey Allah’ın resulü! Ona yağmur isabet etti” dedi.

    Resulullah (SAV): “O ıslak kısmı insanlar görsün diye ekinin üstüne koysaydın ya! Hile yapan aldatan benden değildir” buyurdu.

    Açıklama: Hadis; malını değerli göstermek, onu satabilmek için hile yapmanın caiz olmadığını göstermektedir. Müslüman kişi, malın iyi tarafını üste getirip kötüsünü altına saklayamaz. Malının altı üstü ve içi dışı aynı kalitede olmalıdır. Yoksa yaptığı sahtekârlık olur. Bu ise caiz değildir.

    “Benden değildir” ifadesi; bizim yolumuza, ahlakımıza, ilmimize, amelimize ve güzel gidişatımıza uygun olmayıp başka bir yol üzerindedir. Çünkü bir kimseye hile yapan ve onu aldatan kimse Peygamber (SAV)’e uymayı ve onun yoluna sarılmayı terk etmiştir.

    Şunu bilmeli ki, hile ile rızık artmaz, aksine malın bereketi gider. Hile ile azar azar biriktirilen şeyler, ansızın gelen bir felaketle, birdenbire giderek geride yalnız günahları kalır. Bir sütçü, süte su katardı. Bir gün, ansızın sel gelip, ineği boğdu. Adam şaşkın bir halde iken, çocuğu, “Süte kattığımız sular birikerek, gelip ineği götürdü” dedi. Hadis-i şerifte buyruldu ki:

    (Ticarete hıyanet karışınca, bereket gider.) [Müslim]

    Bereket demek, az malın çok faydası olmak, çok işe yaramak demektir. Az bir mal, bereketli olunca, çok kimsenin rahat etmesine, çok iyi işlerin yapılmasına yarar. Bereketli olmayan, çok mal vardır ki, sahibinin dünyada ve ahrette felaketine sebep olur. O halde, malın çok olmasını değil, bereketli olmasını istemelidir! Hadis-i şerifte buyruldu ki:

    (La ilahe illallah diyen, dünyayı dinden üstün tutmadıkça, Allahü Teâlâ’nın gazabından, azabından kurtulur. Dini bırakıp, dünyaya sarılırsa, kelime-i tevhidi söyleyince, Allahü teâlâ, yalan söylüyorsun buyurur.) [Beyheki]

    3- Ölçüde, tartıda hile yapmamalıdır!

    Kur’an-ı kerimde mealen buyruluyor ki:  (Verirken noksan, alırken fazla ölçene acı azaplar yapacağım.) [Mutaffifin 1]

    Hadis-i şeriflerde buyruldu ki: (Alışveriş ettiğin zaman de ki: “Dinimizde aldatma yoktur.”) [Buhari]

    (Muamelesinde hilekârlık eden bizden değildir.) [Buhari]

    (Malının kusurunu gizleyene Allahü Teâlâ gazap eder, melekler de lanet eder.) [İ Mace]

    (Ölçü ve tartıda hile yapılınca, mahsullerde noksanlık baş gösterir.) [Taberânî]

    Büyüklerimiz, her aldıklarını biraz noksan, verdiklerini de, biraz fazla ölçüp, (Bu az fark, Cehennem ile aramızda perdedir. Cenneti, birkaç liraya satanlar ve birkaç lira için, Cehennem azabını hak edenler, ne kadar ahmaktır) derlerdi. Malın iyisi ile kötüsünü karıştırıp, hepsini iyi diye satmak haramdır.

    4- Satış fiyatında hile yapmamalıdır!

    Peygamber efendimiz, (Müslümanların, şehre mal getiren köylüleri karşılayıp piyasa fiyatını gizleyerek, ucuz satın almalarını) yasakladı. (Müslim)

    Piyasayı bilmeyenlere yüksek fiyatla mal satmak da haramdır. Hatta, acemi olup, ucuz satan veya pahalı alanlar ile alışveriş etmemelidir! Piyasadaki fiyatı bunlardan gizlemek günahtır. Müşteriye doğru söylemeli, hile yapmamalıdır! Malda bir arıza oldu ise, haber vermelidir! Malı, akraba veya ahbabından, ona yardım olsun diye yüksek fiyatla aldı ise, müşterisine bunu söyleyerek, doğru değerini bildirmelidir! Mesela, on lira etmeyen malı, on liraya aldı ise, o malı satarken, on liraya aldığını söylememelidir! Ucuz aldığı bir malın fiyatı yükselip pahalı satıyor ise, aldığı fiyatı söylemelidir! Hıyanet yapmaktan kurtulmak için, herkes, kendine yapılmasını istemediği şeyleri, başkalarına yapmamalıdır! Çünkü, herkes, dikkat ile, pazarlıkla uğraşarak, tam değerini verip aldığını sanır. O halde, aldatarak satmak, hıyanet ve dolandırıcılık olur.

  • Güvenlik Güçlerine Çubuk Turşusu Gönderdik

    Güvenlik Güçlerine Çubuk Turşusu Gönderdik

    Çubuk’ta, şehit annelerinin de aralarında yer aldığı ev hanımlarının hazırladığı yiyecekler ile çeşitli gıda malzemeleri, terörle mücadele eden güvenlik güçlerine gönderildi.

    Çubuk Terör Mağdurları Derneğince başlatılan kampanya kapsamında, güvenlik güçlerine destek olmak amacıyla özellikle şehit yakınları tarafından gözleme, bazlama, tandır böreği ve pastalar ile ilçenin adıyla özdeşleşen Çubuk turşusu hazırlandı.

    Dernek binasında toplanan gıda malzemesi, ev yemekleri ve diğer yiyecekler ile öğrencilerin yazdığı mektuplar, güvenlik güçlerine ulaştırılmak üzere Çubuk Emniyet Müdürlüğü organizasyonuyla Mardin’in Nusaybin ilçesine gönderildi.

  • Bu Lezzet Dünyaca Sevildi

    Bu Lezzet Dünyaca Sevildi

    Çubuk’tan çıkan bu farklı lezzeti artık dünya tadıyor.

    Amerika’da yaşayan bir kişi Amerikan marketlerinden aldığı Çubuk turşusunun fotoğrafını çekerek bize göndermiş.

    Ülkemizin ve ilçemizin adını Çubuk turşusu ile dünyaya duyurması memnuniyet verici.

    Bu lezzeti bir kez tadıp vazgeçemeyen turşu severler, Çubuk turşusunu Amerikan marketlerinde bulabildiği gibi birçok dış ülkede yeme imkanı bulunuyor.

  • Çubuk Turşusu Kapış Kapış Gitti

    Çubuk Turşusu Kapış Kapış Gitti

    Kayseri de 6. kez açılan Yöresel Ürünler Fuarı kapsamında Dünya Ticaret Merkezinde açılan fuarda 5 günde 1 buçuk ton satıldı.

    Kayserilerin bu turşuyu çok sevdiğini anlatan turşucu Hayati Ataç, elinde çok az miktarda turşu kaldığını belirterek, “Açıkçası bu kadar kısa sürede tükeneceğini ben de beklemiyordum” dedi.

    Dünya Ticaret Merkezi’nde farklı ülkelerden ve Türkiye’nin farklı illerinden yöresel ürünlerin sergilendiği fuarda Ankara’nın meşhur Çubuk Turşusu deyim yerindeyse kapış kapış gitti.

    Zaman zaman insanları birbirine düşüren turşu suyunun,  limondan mı yoksa sirkeden mi daha iyi yapıldığı günümüzde halen tartışma konusu olurken, bu soruyu Turşu ustası Hayati Ataç’a sorduk. Konu öylesine hassas ki başrollerini Münir Özkul ile Adile Naşit’in oynadığı “Neşeli Günler” adlı Türk sinema filminde fikir uyuşmazlığı yüzünden ikilinin ayrılmalarına neden olmuştu.

    Ataç, net olarak cevap vermezken, her ikisinden de turşunun iyi yapıldığını ancak limon oranının fazla olmasının daha lezzetli yapacağını söyledi: “Bir bardak turşu suyu iç, 100 metreyi 10 dakikada koş” sloganıyla 25 çeşit ile turşu severlere hizmet ettiklerini belirten Hayati Ataç, turşu yapımında kullanılan ürünleri kendilerinin yetiştirdiğini dile getirdi. Turşu yapımında şebeke suyu yerine kaynak suyu kullanılmasının son derece önemli olduğunu belirten Ataç, “Turşu yapımında kaya tuzu, dereotu, sarımsak, defneyaprağı kullanıyoruz. Eylül ayında 350 ton turşu hazırladık. Şu an elimizde az kaldı. Sadece Ankara’ya değil çevre illere de sipariş üzerine çeşitlerimizden gönderiyoruz” dedi.

    Fuarın açıldığı 1 Nisan’dan bu yana getirdikleri ürünün neredeyse tamamını sattıklarını dile getiren Ataç, “Daha önceki fuarlardan yola çıkarak ilginin fazla olacağını düşündük ve 1 buçuk ton turşu getirdik. 150 kilo kadar kaldı. Açıkçası bu kadar çabuk tükeneceğini ben de düşünmüyordum. Kayserililer turşuyu seviyor. Önceki fuarlarda gelen müşterilerimiz yine geldi. Çubuk turşusunun tadını alan bir daha bırakamıyor” diye konuştu.

    Turşu suyunun bardağı 1 TL’den, taneli turşunun ise kilogramı 10 TL’den satışa sunuluyor.

  • Ev Tipi Doğal Çubuk Turşuları Merakınızı Burada Gidereceksiniz

    Ev Tipi Doğal Çubuk Turşuları ve Çubuk turşusu hakkında, tarihi, yapılışı ve faydaları ile ilgili her şey ve turşuya dair ne varsa burada bulabileceksiniz.

    Ev Tipi Doğal Çubuk Turşuları üretimi uzun zamandır ilçede yapılır

    Ev Tipi Doğal Çubuk Turşuları dedik ya birçok sebze ve meyvelerden yapılan turşular çok eski tarihlere kadar dayanan bir Türk eseridir. Turşu üretiminin tarihi çok eski yıllara dayanmaktadır. Ancak ne zaman yapıldığı hakkında kesin bir tarih yoktur. İnsanların sirke veya tuzu tanımalarından sonra turşu yaptıklarını varsayabiliriz. Meyve ve sebzelerin doğrudan su içinde ekşitilerek veya sirke ile turşu kurulur. Ankara’nın Çubuk ilçesinde doğal olarak yetiştirilen sebze ve meyvelerin belirli tuz konsantrasyonlu salamuraları veya kendi öz suları ile fermente olmasıdır. Ülkemizin en önemli turşu üretimi Ankara Çubuk’ta yapılır. Çubuklular turşularıyla büyük gurur duyarlar. Turşu festivali sadece Çubuk’ta yapılır. Çubuklular, turşuyu geleneksel düzende, standart bir kalitede ve büyük miktarlarda üretip satarlar. Turşu yapımında en önemli unsur, malzemenin, geleneksel yöntemlerle doğal ortamlarda elde edilmesidir. Her satın aldığınız hıyardan veya biberden turşu yapmak mümkün değildir. Biraz hafızamızı yokladığımızda eski iri hıyar turşularını artık göremiyoruz. Olanlar ise son derece yumuşak ve içi boşalmış; lezzetsiz ve aşırı tuzlu. Turşuda kullandığınız su da turşunun başarısını etkiler. Hele bu turşu suyu koruk suyuyla yapılırsa tadına doyulmaz. Türk sofrasının en büyük hususiyeti her mevsim için değişik turşuları bulunmasıdır. Turşu, yemeklere tat vereceği gibi iştah da açar. “Tarladan sofranıza Çubuk Turşusunun yolculuğu

    Not: Tarım bakanlığından onaylı pet şişelerde satışa sunulan, ürünlerimizde hiç bir katkı maddesi yoktur. Turşunuzu açtıktan sonra buzdolabında muhafaza ediniz.

    Dükkânlarda satılan turşulardan, yapmak için bir zeytinyağı tenekesine, biber, salatalık, yeşil domates doldurmak, kıvamında tuzlu su (salamura) ilâve ettikten sonra bir asma dalı koyup tenekenin ağzını lehimletmelidir. Her gün ters yüz ede ede bir ay sonra tenekeyi açıp içindekileri afiyetle yemelidir. Sebze ve meyvelerin dayanıklı hale gelmeleri için çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Gıdaların fermentasyon yöntemiyle dayanıklı hale getirilmesi oldukça karmaşık ve belli birikimi gerektirmesine, eldeki bulgulara göre milattan 7000 yıl öncelerine kadar giden sirke gibi fermente ürünlerin üretildiklerine ait bulgulara rastlanmaktadır. Sirke üretimini gerçekleştiren insanın sirkeli turşuyu da üretmemesi için bir neden olmaması gerekir. Dünyada ve ülkemizde turşu üretiminde kullanılan sebzelerin başında hıyar gelmektedir. Son yıllarda tüm dünyada yayılan hazır yemek tipi gıdaların tüketim alışkanlıkları hıyar turşusu tüketimini büyük boyutlara getirmiştir. Biber ve lahana turşuları da hıyar turşularını izlemektedir. Son yıllarda çok çeşitli tiplerde turşuluk biber lahana ıslah çeşitleri yetiştirilmiştir. Acı biberde artan talebi karşılamak üzere acılık veren maddeleri çok fazla olan biber türleri geliştirilmiş ve bunlarda standart çeşitler sağlanmıştır.

    Ev Tipi Doğal Çubuk Turşuları geleneksel usulden asla vazgeçmemiştir

    Çubuk’ta “geleneksel ev yapımı” tarzı ile turşu üretimine başlamıştır. Yıllar itibariyle bölgemizdeki sebze üretiminin çeşit ve kalite olarak artması ile hem üretim kapasitesini hem de ürün çeşidini artırmış, zamanla makineleşmeye giderek günümüz üretim teknolojisine ulaşmıştır. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığından üretim izni alan Çubuk Turşuları yöresel bir ürün olmuştur. Turşu üretiminin tarihi çok eski yıllara dayanmaktadır. Ancak turşu üretimine ne zaman başlandığı hakkında elimizde bir belge yoktur. İnsanların sirke veya tuzu tanımalarından sonra turşu üretimine başlamış olmaları kabul edilebilir.

    Ev Tipi Doğal Çubuk Turşuları faydaları uzmanlarca onaylanmıştır

    Türk mutfak kültürünün ayrılmaz bir parçası olan turşunun sağlık açısından da önemli bir işlevi olduğu tespit edildi. Suyunun iştah açıcı özelliğine sahip olduğu bilinen turşunun, kanserden gribe, ülsere kadar ona yakın hastalığa karşı koruyucu olduğu belirlendi. Uzmanlar turşunun bilinenin aksine midenin düşmanı değil, dostu olduğunu söylüyorlar. Sebze ve meyvelerden 100’ün üzerinde çeşidi yapılan turşunun tam bir doğal şifa kaynağı olduğu ortaya çıktı. Uzmanlar soğan, sarımsak, kozalak, armut, enginar, elma, yumurta, kiraz, vişne, ayva gibi hem ülkemizde üretilen hem de yurt dışında ithal edilen sebze ve meyvelerden imal edilen turşunun her çeşidinin sağlık açısından çok önemli işlevlere sahip olduğunun söylüyorlar.

    Uzmanlara göre lahana turşusu ülseri, kanseri, kalp ve sinir sistemi ile damar tıkanıklıklarını, mide ekşimesini önlediğini tespit etmişler. Acı Frenk biberi ise grip, nezle ve soğuk algınlığına iyi geliyor. Yeşil erikten yapılan turşu özellikle iştah açıcı özelliğe sahip. Sarımsak turşusu kanser hücrelerinin çoğalmasını, pancar turşusu ise kansızlığı önlüyor ve hazmı kolaylaştırıyor.

    Hangi Turşu Neye Faydalı: Yapılan araştırmalar, lahana turşusunun ülser, kanser, kalp ve sinir sistemi ile damar tıkanıklıkları ve mide ekşimesini önlediği yönünde.

    Grip, nezle ve soğuk algınlığı şikâyetlerinizin ilacı ise acı Frenk biberi turşusu. İştahsızlık çekenlere ise özellikle yeşil erikten yapılan turşuyu öneriliyor. Her derde deva sarımsağın turşusu da çok faydalı. Sarımsak turşusu ile kanser hücrelerinin çoğalmasını önleniyor.

    Bir diğer faydalı turşu da pancar turşusu. Kansızlık ve hazım sorunu yaşayanlar pancar turşusunu denemeliler. Aklınıza şu soru gelebilir: “İyi güzel de, turşu bizi kanserden nasıl korur?” Bunun çok basit bir açıklaması var. Ekşi yiyecekler vücudumuzun enerji üretmesini sağlar. Bu enerji oluşurken, vücutta bir yakma işlemi oluşur. Kanser veya başka bir hastalıklar da vücuttaki enerjiyi artırır. Asitli gıdalar da, bu enerji ihtiyacı gidererek, bu hastalıklara karşı korucu kalkan görevi görür.

    Turşu ile ilgili çok değişik bilimsel ve akademik tanımlar bulabilirsiniz. Ama en yakın hali ile sebze ve meyvelerin tuz ve sirke karışımı olan salamurada fermente edilmesi, yani bir tür mayalanması işlemidir.

    Peki neden böyle bir işleme ihtiyaç duyulmuştur? Turşuluk sebze ve meyveler yılın belli aylarında yetişen (genellikle yaz ve sonbahar dönemlerinde yetişen) ürünlerdir. Sebze ve meyveleri yetişmediği dönemlerde de tüketebilmek için onların bu dönemlere kadar saklanıp bu dönemlere kadar korunabilmesi gerekmektedir. İşte bu koruma yöntemlerinden biriside fermente yöntemidir.

    Konserve yapmak (Isıl İşlem uygulamak) , dondurmak uygulanan diğer yöntemlerdendir. Bu yöntemlerde genellikle sebze ve meyveler ya yemek yapma amaçlı saklanır yada kendi tat ve aromalarında ve fiziksel özelliklerinde korunur. Fermente yönteminde yani turşu yapımında sebzelerin tat ve aromalarında değişiklik olur. Özellikle tuzlu ve ekşimsi aroması turşuya bir çeşni ve iştah açıcı garnitür olarak tüketme özelliği katmıştır. Sebze ve meyvelerin korunmasında bilinen en eski koruma yöntemi fermantasyon yöntemidir, yani turşu yapımıdır.

    Fermente ürünlerin saklanması ve dayanım sürelerinin uzatılması ile ilgili genel kurallar turşu için de geçerlidir. Bunlardan en önemlileri; ortam sıcaklığı, hava ile teması kesmek, ışık ile teması kesmektir. Bu yüzden turşunun market, bakkal ve evlerde saklandığı veya teşhir edildiği ortamlar çok sıcak olmamalıdır. Ortalama oda sıcaklığı uygun sıcaklıktır. Turşunun saklanma süresi hava ile temasıyla doğru orantılıdır. Uzun süre tazeliğini ve diriliğini koruyabilmesi hava ile temasının minimuma edilmesi ile gerçekleştirilebilir.

    Fermantasyon (turşulaşma) en basit şekliyle, yüksek moleküllü maddelerin, özellikle karbonhidratların ikroorganizmalar tarafından daha küçük moleküllü maddelere parçalanması bir diğer tabirle turşulaşma olarak açıklanabilmektedir. Fermantasyon, glikozun hücre sitoplazmasında O2 kullanılmadan parçalanması ve enerji elde edilmesi esasına dayanmaktadır.

    Ev Tipi Doğal Çubuk Turşuları 2 çeşit fermantasyon vardır: Laktik asit fermantasyonu: Glikozun laktik aside parçalanmasıdır. Etil alkol fermantasyonu: Glikozun etil alkole parçalanmasıdır.

    Fermantasyon, reaksiyona oksijen girip girmediğine göre, iki gruba ayrılır: Anoksidatif fermantasyon: laktik asit fermantasyonu, etil alkol fermantasyonu, propiyonik asit fermantasyonu ve bütirik asit fermantasyonu. Oksidatif fermantasyon; asetik asit fermantasyonu, sitrik asit fermantasyonu, oksalik asit fermantasyonu ve fumarik asit fermantasyonu.

    Turşu, laktik asit fermantasyonunun bir ürünüdür. Laktik asit fermantasyonu, sebze ve meyvelerin yüzeyindeki doğal mikro florada bulunan laktik asit bakterileri tarafından gerçekleştirilir.

    Sebze ve meyvelerin laktik asit fermantasyonu ile dayanıklı hâle getirilmesi çeşitli avantajlara sahip bir uygulamadır. Öncelikle, sebze ve meyveler fermantasyon  tamamlandıktan sonra lezzet ve yapı bakımından hoşa giden bir özellik kazanmaktadır. Oluşan laktik asit sayesinde ürünün bozulması önlenerek besin değerinde önemli kayıplar olmadan uzun süre saklanabilmekte, içerdiği vitamin ve mineraller korunarak sindirilmesi güç olan maddeler kolay sindirilebilir hâle gelmekte, ayrıca hastalık yapıcı mikroorganizmaların gelişimi de engellenmektedir.

    Aynı şekilde ışık da turşunun tazeliğini ve rengini kaybettiren faktörlerdendir. Bu yüzden tüketicilerimizin mümkün olduğu kadar ambalajlı turşu tüketmelerini öneririz.

    Ev Tipi Doğal Çubuk Turşuları tarihi bir öneme sahiptir

    Turşu, dünya tarihinin en önemli ve en eski gıda saklama yöntemlerinden biridir. Bazı kaynaklar turşunun ilk yapımı için M.Ö. 3000 – 4000 yıllarını işaret etseler de – ki bu bilginin doğruluğu mümkün görünmüyor – tam olarak ne zaman ve nasıl icat edildiğiyle ilgili kesin bir bilgi bulunmuyor. Fakat, gıdaları tuz ve sirke yardımıyla uzun süre koruma yönteminin, gıdaları şekerle koruma geleneğinden çok daha eskiye dayandığı kesindir. Gıdalarını, tuzlayarak uzun zaman saklamayı başaran insanlar, zamanla sebze, balık ve eti tuzlu sıvılar içinde bekleterek bu gıdaların daha lezzetli, kaliteli ve ilk bakışta iştah açan renkli görüntüler oluşturmasını sağladılar. Turşular çok eski tarihlere kadar dayanan bir Türk eseridir. Turşu üretiminin tarihi çok eski yıllara dayanmaktadır. Ancak ne zaman yapıldığı hakkında kesin bir tarih yoktur. İnsanların sirke veya tuzu tanımalarından sonra turşu yaptıklarını varsayabiliriz. Meyve ve sebzelerin doğrudan su içinde ekşitilerek veya sirke ile turşu kurulur. Eskiler ya sebze kurutarak ya da turşu kurarak kışlık ve yazlık yiyeceklerini bu şekilde elde ederlerdi. Tuzlu suda veya sirkede bırakılarak mayalandırılıp özel bir kıvama getirilmiş bazı sebze ve meyvelerdir. Turşu yemeklere tad vereceği gibi iştah da açar. Turşu değişik sebze, hatta meyvelerin baharatlı sirke içinde saklanmasıyla kurulur. Turşular her ne kadar yukarıda belirttiğimiz gibi meyvelerden de kurulabilirse de, meyve turşuları fazla kullanılmaz. Turşuyu kurarken sebzelerin, sert ve özellikle belirtilmedikçe küçük olmalarına dikkat etmek gerekir. Turfanda sebzeler, turşu hazırlanmasında iyi sonuç vermezler. Dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da,kullanılan sirkenin en iyi kalite sirke olmasıdır. Ülkemizdeki kaliteli olmayan sirkeyi kullanmadan önce alüminyum bir tencerede orta ateşte 3-4 dakika kaynatıp keskinleştirdikten sonra, süzerek kullanmanızı öğütleriz. Son olarak turşunun. sirkeli ve baharatlı suyunu, bir başka deyişle mayasını hazırlarken, sirke asidinin tencerenin bakır ya da kalayıyla tepkimeye girip zehirlenmeye yol açmaması için, paslanmaz çelik, alüminyum ya da emaye kaplı tencereler kullanılmalıdır. Turşuyu kurarken, kavanozun üstüne ancak kavanozun ağzından geçecek büyüklükte temiz bir tahta koyup, üstüne temiz bir taş yada benzeri bir şeyle ağırlık yaparak bastırmak gerekir. Aromalı sirke veya tuzlu suda saklanan, sebze veya meyvelerden yapılan bir çeşnidir. Hint kökenlidir. Yumuşak ve gevrek yapıya sahip olan sebze ve meyveler çiğken turşu yapılır; ancak sert olan bazı sebzeler ve meyveler pişirildikten sonra turşu yapmaya hazır hâle gelir. Karışık olarak yapılabildiği gibi tek bir çeşit olarak da (salatalık turşusu gibi.) hazırlanabilir. Etlerin, yahnilerin, bulamaçların yanında, aperatif olarak ve ordövrlerde malzeme olarak ve çeşitli salata ve salata soslarının yapımında kullanılırlar. Örneğin salatalık turşusu, ravigote, gribiche, reforme gibi. Soslara ve karışık salatalarda çok kullanılır.

    Ev Tipi Doğal Çubuk Turşuları ilk kez ne zaman yapıldığına dair bir bilgi yok elimizde.

    Daha sonra ise serin, güneş görmeyen bir yerde olgunlaşmaya bırakılır. Bu arada yiyeceklerin bozulmadan uzun süre saklanabilmesi için, belirli oranda tuz ile hazırlanan suya salamura deniliyor. Turşu hem sirkeyle hem de salamura ile yapılabiliyor.

    Ev Tipi Doğal Çubuk Turşuları hazırlanma esnasında bazı sebzelere farklı işlem uygulanabiliyor. Meselâ patlıcan haşlandıktan sonra sepetlere alınıp üzerine ağırlık konuyor. Bu patlıcanın acı suyunu bırakması için gerekli. Hıyar turşusunun ise, kuruluşundan 3-4 gün sonra üzerinde biriken kaymağın alınmasını, Osmanlı tarifleri kesin bir dille hatırlatıyor. Turşu-yu Mahlut denilen karışık turşu eğer çok uzun süre saklanacaksa, 10 gün sonra sirkesinin mutlaka değiştirilmesi belirtiliyor. Tarifler sadece yapım teknikleriyle ilgili değildir. Hıyar turşusunun kavanozuna bol miktarda rezene eklenmesi önerilir. Biber turşusunda ise rezenenin yerini nane ve maydonoz alır. Pancar turşusunda ise garip bir durumla karşılaşıyoruz. Turşuda egemen tat ekşi olmasına rağmen burada az da olsa pekmez eklenmesinden bahsedilir.

    ev tipi dogal cubuk tursulari ankara cubuk tursusu

    Ev Tipi Doğal Çubuk Turşuları alternatif bir yiyecek olmuştur

    ŞEFTALİ, KİRAZ, ELMA: Bugün de mutfağımızda turşunun hakimiyeti büyük. İştah açıcı olarak sofralardaki yeri neredeyse “mukadder.” Hâl böyle olunca endüstri de bu konuya el atmazlık edemezdi elbet. Evinde turşu yapmayanlar için hemen her çeşidini satın almak mümkün. Sokakta turşu suyu içme geleneği canlılığından pek fazla bir şey kaybetmeden “mevcudiyetini” sürdürmekte. Fakat bazı unutulanları var ki insan üzülmeden edemiyor. Yine Osmanlı kaynaklarına dönecek olursak, çağla turşuların dan bahsetmeden geçemeyiz. Çağla deyince bademin henüz olgunlaşmamış meyvesini anlamayalım. O dönemlerde ve (bugün hâla bazı yörelerde) olgunlaşmamış meyvelere çağla deniyor. Bu kitaplarda çağla turşusu başlığı altında, şeftali, kiraz, elmadan yapılanlar ayrı ayrı tarif edilir. Her türlü meyvenin ham durumdayken turşu için kullanılabileceği anlatılır.

    DENİZCİLERİN TEMEL BESİNİ: Turşu, dünyanın her yerinde farklı yöntem ve çeşitlerde asırlardır kuruluyor. Fakat tarih sahnesine çıkış noktası Asya olarak kabul ediliyor. Zira dünyada zengin gıda kaynaklarının anavatanı Asya’dan Akdeniz’e kadar uzanıyor. Dünyanın ilk uygarlıklarının bu alanlarda oluşması bunun ciddi bir kanıtı.

    Günümüzde dünyada turşusu en çok yapılan ve tüketilen hıyar, Hindistan kökenlidir. İlk önce Mezopotamya’ya getirilen hıyar, zaman içerisinde dünyanın her tarafına yayıldı. Denizaşırı ülkelere yol alan gemilerdeki denizcilerin temel beslenme kaynakları ise ambarlarında bulunan fıçıların içindeki turşulardı. Ünlü Medici ailesinin İspanya’daki işlerini takip eden, adının Amerika’ya verildiği iddia edilen “Amerigo Vespucci” ise İspanya’da gemilere turşu tedariki yapan bir tüccardır aynı zamanda. Turşu, dünya tarihinin farklı dilimlerinde derin anılar bırakmıştır. Sezar ve Napolyon, turşunun, askerleri için cesaret kaynağı olduğunu belirtmişlerdir. Batı’nın önemli liderlerinin değer verdiği bu mistik gıda, günümüzde Batı sofralarında çok sınırlı bir şekilde kullanılır. Ülkemizde ise turşu hala önemini korur.

    HEM SALATA HEM İÇECEK: Özellikle kış aylarında ülkemizin her semtinde, çarşı – pazarlarda ve seyyar tezgahlarında turşu satan esnafları görmek mümkün. Turşucu dükkânlarının vitrinleri, insanın ağzını sulandıracak kadar çekici bir renk cümbüşü içinde düzenlenir. Bu dükkânların önünden geçerken insan, en azından bir bardak turşu suyu içmek istiyor. Dünyanın gerek batısında gerek doğusunda böylesine zengin turşu manzaraları görmek mümkün değil. Turşu, bizim sofralarımızda salata gibi itibar görür. Geçmiş Osmanlı yemek kitaplarında da turşu tarifleri “salata ve turşular” başlığı altında bulunur. Bu durum, turşunun salata düzeninde yer aldığını gösterir. Turşu suyu bazı sofralarda içecek olarak da sunulur. Özellikle Adana mutfak kültürünün yıldızı olan şalgam turşusu ve suyu, günümüzde tüm market ve restoranlarda satılıyor. Turşu, Anadolu halk mutfağının sıcak yemek tariflerinde de yer alır. Karadeniz mutfağında turşudan yapılan sıcak yemekler geleneksel olarak halâ devam ediyor.

    NANE TURŞUSU: Prof. Dr. Mustafa Argunşah ve Dr. Müjgan Çakır tarafından tercümesi yapılan ve hazırlanan Muhammed Bin Mahmud Şirvani’nin “15.y.y. Osmanlı Mutfağı” kitabında, turşu tarifleri ve turşunun sağlığa faydaları hakkında ilginç bilgiler sunuluyor. Şirvani’nin bir hekim olduğunun belirtildiği kitapta, bir hekim bakışıyla hazırlandığı için sunulan tüm yemek tariflerinin tedavi eden özelliklerine atıfta bulunuyor.

    Kitabın turşular bölümünde bulunan tariflerinden biri de daha önce hiçbir kaynakta rastlamadığım nane turşusudur. Şirvani, nane turşusunun mideyi güçlendirdiğini, hıçkırığı kestiğini, yemek arasında ve yemekten sonra yenildiğinde sindirimi kolaylaştırdığını, diş ağrısını dindirdiğini, iştah açtığını ve kokulu kirleri vücuttan attığını belirtiyor. Şirvani nane turşusunun tarifi; Yaş (taze) nanenin büyük yaprakları yıkandıktan sonra süzülene kadar gölge bir yere serilir. Üzerine faydalı ve kokulu baharatlar ile biraz kereviz yaprağı ve birkaç diş sarımsak bırakılır ve karıştırılır. Daha sonra şişeye (kavanoza) konulur ve malzemenin batacağı kadar keskin sirke eklenir, biraz safranla renklendirilir. Sirkenin ekşiliği yapraklara sininceye ve keskinlikleri gidinceye kadar bekledikten sonra afiyetle yenir.

    Ev Tipi Doğal Çubuk Turşuları için akla gelebilecek her gıdanın turşusu yapılabilir. Zira bazen, canları mevsimi olmayan yiyecekleri çeken aşeren hamile kadınlar, burada hiç olmazsa o yiyeceğin turşunu bulabilir.